ÇOK GÜZEL Bİ ŞİİR...
Bir akşamüstü yine seninle düşüyorum devrik cümlelerin satır aralarına. Gidişini yaziyorum yine. Ardında yetim kalan yüreğimi kanıtıyorum her satırda..Gittin ve geride sadece yokluğunla hayat arasında sıkışmış bir adam yaşamakta bıraktığın sokaklarda .. Evimizin sokağa bakan tahta penceresinde kurumayı bekleyen binlerce gözyaşım sana kanamakta...Yırtılmayı bekleyen onlarca mektup gözyaşlarımda çığlık çığlığa ağlamakta.. Şimdi sensizim...Oysa bu aşka dair ne hayallerim vardı. Mutluluk adına ne resimler çizecektim...Sevda adına yaşayacaklarım vardı; nefesinle süregelecek bir hayatı senin ayak dibinde sonlandırmak..Son nefesimi, gözlerimde solacak hayatı senin dizlerinin dibinde bağışlamaktı.....Olmadı...Başaramadık; belki de sadece ben başaramadım..Gittin; cevaplarını en iyi senin bildiğin soruları bana bırakarak gittin..Şimdi öznesiz cümlelerin içinde acıyı taşımakta her bir kelimem.Artık sensiz geçen hayatın içinde ne anlam ifade eder ki bir ikindi vakti sessizce ölmem ? Ne fark eder ki.... |
! |
TÜRK MİLLETİ OLARAK BAŞIMIZ SAĞOLSUN
Sana dar gelmeyecek mezarı kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
AKŞAM ŞİİRİ
AKŞAM ŞİİRİ
Birden hatırlarsın,
O da seni - - birden bazan:
Nerde, ne yapar şimdi
Parlar bir özlem anılar arasından.
Bu akşam ne garip sözcük
Sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
Akşam. Bilmem bulur muyum
Yollara baksam?
Söner yangın birazdan
Yatışır özlem.
Bir gün karşılaşırız
Bir gün, bir yarım akşam.
BEHÇET NECATİGİL
KUTLAMA
SENİNLE OLMANIN EN GÜZEL YANI
SENİNLE OLMANIN EN GÜZEL YANI
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.
Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni..
Ama sen hiç benimle olmadın ki...
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...
yine çok güzel bir yazı ve yine can yücel,siz sevgili dostlarla paylaşmak istedim,sevgiler...
ÇOK GÜZEL Bİ ŞİİR...
Çok uzaklar, sen bilemezsin!
Sen yürüdükçe uzayan uzaklar
Hiç senin olmayan,
hiç kazanılmayan
Ve ben
O uzaklardaki senin ellerine hiç dokunamam
Ağlarım…
Elimden gelen bu kadar!..
Sen gözyaşlarımı görmezsin
Ya da gören körlerdensin
Ve ben saçların okşanmasının
Insanın yüreğinde uyandırdığı histen bihaber
YaşarımElimden gelen bu kadar!
Yalanlar vardır
Hep o tanıdık bilindik yalanlar
Yalanı olmayan tek duygu aşktı hani
Ben bilmezdim
Gül bahçelerini çiğneyip gidenler
Sevmeyeceğim onları
Elimden gelen bu kadar!
“Ucuz yaşamlar! Diyordu şair
ucuzluğun son günleri misali,
aşkyaşanıyor
işteucuzluğun adı “ aşk ” değildi hani?
Dipsiz ağrılar kalıyor geriye artık bu duygudan
Öğrendiğim bu kadar…
Sendeki kendimi hiç bilemedim
Sen ucuz aşklardan değildin,bende
Bir soluğun değse
Yıldızlar uçuşurdu içimde
Ucuz aşklarda soluklar tükendi
Yağmurlar yağmıyor onların içine
Acıların unufak olmasının anlamını
Bilmez onlar
Yürekleri acımaz!
Bildiğim bu kadar!
Gözler vardır, sen bilmezsin…
Hani gidecek gibi
Uyutmaz geceleri
Gözünde uyku varken uyuyamamak nedir?
Ben bilmezdim
Sen içimde çok güzelsin!
Ağaçlara içinden ok geçen kalpler çizip dursamda
Ölünceye kadar seni bekleyemeyeceğim
Eminim…
Semra BAKAN
BİTMEYEN ŞARKI
BİTMEYEN ŞARKI
BUGÜN BİR ŞARKI DİNLEDİM
İÇİNDE SEVDA İÇİNDE AŞK VARDI
SEVGİLİM KELİMESİNİN GEÇTİĞİ CÜMLEYE GELİNCE
GÖZLERİM SENİ ARADI
AMA YOKTUN
HAYALLERDE GİZLİYDİN ÜMİTLERDE SAKLIYDIN
SANA HİÇ SEVGİLİM DİYEMEMİŞTİM
HER YERDE SENİ ARAMIŞTIM
AMA BULUNCA NEDENİNİ BENDE BİLMİYORUM
YANINA GELİP GÖZLERİNE BAKAMAMIŞTIM
SONRA NE SEN NEDE BİR BAŞKASI BİLMEZ
KARANLIK KUYTU BİR YERDE
GİZLİ GİZLİ AĞLAMIŞTIM
BEN SENİN ELLERİNİ HİÇ TUTAMAMIŞTIM
NE ZAMAN YANYANA GELSEK
HEP İSTERDİM ELLERİN ELLERİMDE
GÖNLÜN GÖNLÜMDE OLSUN DİYE
AMA O MESAFE HİÇ AZALMADI
O TENİNDEKİ SICAKLIĞI HİÇ AMA HİÇ HİSSEDEMEDİM
BEN SENDEN HİÇ GÜZEL SÖZ DUYMADIM
GELİRDİM KONUŞURDUK ŞURDAN BURDAN
AMA YÜREĞİM SANA KARŞI SEVGİ DOLUYDU
GÖZLERİM SANA AŞKLA BAKIYORDU
HATTA SEN GÖRMÜYORDUN BAKIŞLARIN KARŞISINDA
DİZLERİM TİTRİYORDU
AĞZINDAN ÇIKAN HER KELİMEYİ
ÜMİTLE DİNLİYORDUM
BENDE SEVDİM BENDE SEVİYORUM DERMİSİM DİYE
AMA YİNE HÜZÜN YİNE BOŞ BEKLEYİŞLER
ŞARKI DEVAM EDİYOR
ŞARKI DUYGULARLA ÖRÜLMÜŞ
AMA BU DUYGULAR NEDENSE HEP TEK TARAFLI
VEDE YALNIZLIĞIMI ANLATIYOR
OLSUN BE GÜZELİM
BENİM SEVGİM İKİMİZEDE YETER
SEN SEVMESENDE
BU KALP YALNIZ AMA YALNIZ SENİ SEVER.
DOĞAN
Genç şair arkadaşımız sevgili DOĞAN'ın hüzün kokan güzel şiirini siz gönül dostlarımla paylaşmak istedim,ben çok beğendim inanıyorum ki sizlerde çok beğeniceksiniz,yüreğine sağlık DOĞAN arkadaşım yeni şiirlerini de bekliyoruz,sevgiler...
ÇOCUKLUĞUM
Ve en çok seni özledim ben.
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
hiç konuşmadan..
kısa pantolonlu siyah beyaz halini..
diz çöküp yere sımsıkı... ama çok sıkı
sarılmak sana..
göz yaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi
sana kim olduğumu söylemeden...arkama bakmadan
ağladığımı sana göstermeden
seni çok özledim
ama çok özledim
çocukluğum! !
c.yılmaz
MİM
Sevgili arkadaşım noengel bloğunda güzel bir mim cevaplamış,ve de demişki mim'i
almak isteyen alabilir,ben de konusu çok güzel olduğu için aldım kabul ettim,mim konusu kısaca ''ANILARIMIZI CANLANDIRAN KOKULAR''nacizane cevaplamak istiyorum bende...
YAĞMURDAN SONRA TOPRAK KOKUSU:
Yağmur dan sonra toprak kokusu bana baharı hatırlatır kısacık bir yağmurun arkasından mis gibi bir koku yayılır doğaya,insanı içine alır...
SARDUNYA KOKUSU:sardunya çiçeğini herkes çok iyi bilir,benim çocukluğumda pencere kenarlarında sardunyalarımız vardı Anneciğim çiçekleri çok severdi,rengarenk sardunyalar,kapının üstünde hanımeli,bahçede leylaklar,ortancalar işte bu yüzden ben bu çiçekleri çok severim...
MAHALLE FIRININDAN GELEN EKMEK KOKUSU:Mahallemizde bir karafırın vardı herkes oraya evinde yoğurmuş olduğu hamurları götürür ekmeklerini fırıncı pişirirdi,inanılmaz güzel kokardı,ben de ilk oğluma hamileyim ne zaman fırının önünden geçsem beni fırına çekerdi bu güzel koku, mutlaka bi parça ekmek isterdim,sağolsunlar bana en güzel yerinden verirlerdi,şimdi nerede ekmek kokusu duysam aklıma geliyo tebessüm ediyorum...
SÖĞÜT AĞACI KOKUSU:Evet yanlış duymadınız söğüt kokusu,benim ocukluğumda kalan bir güzellik daha,komşumuzun çok ulu iki tane söğüt ağacı vardı bahçelerinde, kızı da benim en yakın arkadaşım dı sevgili arkadaşım NİLGÜN sabahtan akşama kadar söğüt'ün altında oynardık piknik yapardık, söğütün dalında salıncağımız vardı bütün gün salıncakta sallanırdık(off yaaaa ben çocukluğumu özledim) çok güzel günlerdi işte söğüt kokusu beni hep uzaklara götürür...
İşta bu kadar dostlaaaarrr ben de kimseyi mimlemek istemiyorum okuyan herkes davetlidir;),selamlar...
O OLMAZSA YAŞAYAMAM
O olmazsa yaşayamam
O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle O daha az sever seni,
Senin O'nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,
Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın.
Ucundan tutarak...
Can YÜCEL
YARALI KALBİM
Ağla yaralı kalbim her şey yalan
Ağla bir avuç küldür elde kalan
Artık savrulup gitsen de rüzgara
Ağla mazidir şimdi senin olan
Yaralı yaralı yaralı kalbim
Dokunduğun el yalan
Sakındığın gül yalan
Sel akar kum olur
Geriye kalan
Ağla yaralı kalbim hepsi yalan
Ağla bir avuç küldür elde kalan
Yaralı yaralı yaralı kalbim.
Sevgili dostlar,yukarıdaki şiir aslında bi şarkı sözü,belki hatırlarsınız''HATIRLA SEVGİLİ'' adlı bi dizi vardı çok severek izlemiştim bu şarkı da onda çıkardı,tesadüfen bulunca blogda yerini aldı...
Not:Doğum gününü yazdığım oğlum yani Burak pc'ye format atınca benim bütün resimlerde silindi yani bi süre yemekler olmuycak,yenilerinin resimlerini çekip kaydedinceye kadar,selamlar...
MİİİMMMM
sevgili şengülce ablam beni mimlemiş,sorular oldukça güzel ve hoş cevaplayalım bakalım ;)
1-En sevdiğiniz 3 çiçek ismi???
Asaletiyle LALE,güzelliğiyle ORTANCI,hoş kokusu ve zerafetiyle LEYLAK
2-Gerçekleşmesini istediğiniz 3 hayaliniz??
uzuuuunnn bi tatil,oğullarımın başarıları,huzurlu ve sağlıklı bir yaşlılık
3-En sevdiğiniz ve en sevmediğiniz 3 huyunuz..
En sevdiğim huyum,merhametli oluşum,insanları ayırt etmeksizin seviyor olmam,güleryüzlü ve esprili olmam... En sevmediğim huyum çabuk sinirlenmem,alıngan olmam,insanlara çabuk güvenmem
4-Gıcık olduğunuz 3 hareket;
Asık suratlı,azarlar gibi konuşmak,benimle konuşan kişinin sağa sola bakması...
5-Bu benim bu güne kadar olan en kara günümdü,dünya başıma yıkıldı ve bir daha ayağa kalkamam diye düşündügünüz olay??
Sanırım bu konuya cevap veremiycem,çünkü böyle birşey hiç yaşamadım çok şükür... Eveeeeeeeeeeettttttt sıra geldi kimleri mimlesem köşesine...:))
1-insan sevgisi 2-sayın hocam mgurdal 3-candostum derya 4-yeni tanıştığım uzmanım 5-yine yeni tanıştığım gelibolu17 6-engelsizdünyam
haydi arkadaşlar kolay gelsiiiinnn...
ASLAN OĞLUM'UN DOĞUMGÜNÜ
11.10.1990-11.10.2009;Sevgili dostlar bugün benim küçük paşamın doğumgünü
koskoca bir 19 seneyi geride bıraktık oğlumla,canım oğlum sen bize Allah'ın hediyesisin,seni hep çok sevdik herzaman da seveceğiz,doğduğun günü düşünüyorum da ne kadar da küçüktün,minicik bişeydin,baban kucaklamaya korkar sanki elinden düşüverecekmiş sanırdı,bense ikinci defa Anne olmanın verdiği güvenle korkma bişey olmaz alışırsın derdim,ne de çabuk geçti bu yıllar yahuu,şimdi 20 yaşına giriyosun koskocaman bir adam oldun,ünüversite öğrencisisin,oysa nasıl geçer bu yıllar,ne zaman büyür,ne zaman yürür,ne zaman konuşur,diye sabırsızlanırdım,yavrum yakışıklı oğlum,biliyomusun baban ve benim herzaman gurur kaynağımız oldunuz abinle ikiniz,yakışıklılığın babandan,çabuk sinirlenmen benden geçmiş ama olsun sana sinir de yakışıyo öfke de,sana herşey yakışıyo benim aslan oğlum,seni çok ama çok seviyoruz,senin le ve abinle gurur duyuyoruz,siz bize hep güzellikler yaşattınız,inşallah hayatınızda herşey çok güzel olur ve herşey yolunda gider,şunu bilmeni isterim benim yakışıklı oğlum,hayatta hep başarılı olmanı isterim,hiç sıkıntı dert keder yaşama derim,rabbime de herzaman böyle dua ederim,karşınıza hep iyiler çıksın hayırlı insanlarla karşılaşın,ne zaman ihtiyacınız olsa biz yanınızdayız,ne zaman fırtınaya yakalansanız bilinki bir limanınız var size kucak açan,seni çok seviyoruz canım oğlum,aslan oğlum,yakışıklı oğlum,nice mutlu başarılarla dolu yaşlara ulaşırsın inşallah,rabbim bize sizin yokluğunuzu göstermesin(AMİN)
BENİ UNUTMA!!!!!!!!
BENİ UNUTMA
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma.
O saatelerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma..
Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma..
Hala duruyorsa yeşil elbisen,
Onu bir gün yalnız benim için giy
Saksındaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma..
Büyük acılarla tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma..
Ü.Y.Oğuzcan
Sevgili dostlar!sizlere çok güzel bir şiir getirdim,benim için çok değerli olan hatta anılarımda büyük bi önemi olan bu şiir'i sizlerle paylaşmak istedim,umarım sizde çok beğenirsiniz,selamlar...
SEVGİ ÇORBASI,LOKMA TATLISI
Sevgili dostlar sizlere bu sefer çorbayla geldim hani derler ya ''haştalara şifa'' tabiki tavuk çorbası yani terbiyeli tavuk çorbası,aslına bakarsanız tarif yazmaktan nefret ediyorum ama eminim dostlar tarifini istiyeceklerdir,eh ne yapalım dostlar için her zorluğa katlanılır,gelelim tarifine;
1 adet tavuk göğsü haşlanır ve tiftilir,daha sonra suyu süt süzgecinden süzülür bi kenara ayrılır,bir miktar un hafif tencerede kavrulur aman çok fazla kavurmayalım,daha sonra tencerenin altını kapatıp soğumaya bırakalım,soğuyan tencereye birtaraftan karıştırmak suretiyle tavuk suyu boşaltılır,taopaklanmaması için karıştırmak şart;daha sonra tifttiğimiz etleri içine bırakalım bisüre kaynadıktan sonra bir kasede 3 kaşık yoğurt,1 yumurtanın sarısı ve yarım limon suyunu çırpalım bir miktar çorbanın suyundan ilave ederek çırpmaya devam edelim ve yine süzgeç yardımıyla çorbamıza katalım,bi süre daha kaynadıktan sonra çorbamız servise hazırdır arkadaşlar, isteğe göre tereyağ kızartıp üzerine dökebilirsiniz e tabiki birde karabiber ekerseniz süper olur ,afiyet olsun,servis yaparken ve yerken mutlaka gülümsemeyi unutmayın,çünkü bu çorbanın adı sevgi çorbası;))...
TEŞEKKÜR
Sevgili arkadaşımız EngelsizDünyam bloğunda benden ve bloğumdan bahsetmiş,övgü dolu sözlerine çok teşekkür etmek istedim nacizane bu çiçekleri kabul ederse beni mutlu etmiş olucak ''çok teşekkürler sevgili kardeşim'' senin bloğun da övgüyü hakediyor herzaman merakla yazılarınızı takip ediyor ve başarının devamını diliyorum,selamlar...
RİSKLER
Aglamak ise "DUYGUSAL" gorunme riskini...
Birine yakinlasmak "KENDINI KAPTIRMA" riskini goze almaktir.
Sevdigini soylemek "SEVILENI YITIRME" riskini...
Duygularini acmak "KENDINI ORTAYA KOYMA" riskini goze almaktir.
Dusuncelerini soylemek ise "DOKUZ KOYDEN KOVULMA" riskini...
Umutlanmak "HAYAL KIRIKLIGINA UGRAMA" riskini goze almaktir.
Sevmek ise "KARSILIK GOREMEME" riskini...
Ama riskler alinmalidir, cunku hayatimizin en buyuk riski hic
Sevgili dostlar yukarıdaki yazıyı nette dolaşırken buldum ama nereden aldığımı hatırlamıyorum,çok anlamlı geldi paylaşmak istedim,selamlar...
ANNABEL LEE
ANNABEL LEE
Seneler,seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekden başka beni.
O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı bizi.
Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.
Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi,_
Evet!_bu yüzden (şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.
Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.
Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim,uzanır beklerim
Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni .
Edgar Allan POE
KARNIYARIK VE MEYVE SALATASI
şeftali,incir,erik,siyah üzüm ve pembe üzüm...
Sevgili dostlar bugün menüde karnıyarık var ben ve ailem bu yemeği çok seviyoruz,dostlar beni bilirler patlıcanla yapılan bütün yemekleri ne çok severim,tarifini herkes eminim biliyordur ama ben yine de kısadan yazayım:
Patlıcanlar istenilen miktarda kullanılabilir,önce patlıcanları hareli soyalım daha sonra birkaç saat tuzlu suda bekletelim,daha sonra beklettiğimiz patlıcanları bir güzel yıkayıp kuruluyalım,yağda kızartalım,ayrı bi tavada soğanı kavuralım üzerine kıymayı ilave edelim sonrasında salça ve domates de koyduktan sonra bir güzel pişirelim,bu malzemeler piştikten sonra ortasını yardığımız patlıcanların içine harcımızı dolduralım biraz da kaynar su ilave ettikten sonra fırına sürelim bi süre de fırında piştimi yemeğimiz hazırdır,afiyet olsun;oh beeee tarif yazmak ne kadar da zormuş...;))
BAYRAM TATLIM(GÜL TATLISI)
Sevgili dostlar bugün sizlere bayramda misafirlerime ikram ettiğim ama size de ayırdığım tatlıyı getirdim,misafirlerim tarafından çok beğenildi,aslına bakarsanız eşim baklava yaptıralım dedi kendisi evde yapılmış baklavaları pek sevmez gittiği yerdede ikram edilse yemez ama ben dedimki herkes heryerde baklava gibi ağır tatlılar yiyo o yüzden ben hafif bi tatlı yapıcam dedim pek sıcak bakmadı ama sonucu görünce çok iyi düşündün diye bana hak verdi herkes çok beğenerek yedi,tabiki ben de bu durumdan çok mutlu oldum,hadi buyrun size de ayırmıştım inşallah beğenirsiniz,yorumlarınızı bekliyorum sevgiler...
ben bu tarifi sevgili arkadaşımız yemekgunlugum'den aldım yapmak isteyenlere şiddetle tavsiye edilir...
1 subardağı sıvıyağ
yarım subardağı yoğurt
1 subardağı irmik
1 yumurta
yarım paket margarin
1 paket kabartmatozu
1 çorbakaşığı sirke
1 tutam tuz
aldığı kadar un(kulak memesi yumuşaklığında olsun)
şerbet:
3 subardağı su
3 subardağı şeker
bikaç damla limon
ERTELENMİŞ SÖZLER
Ertelenmiş sözler var dilimde
Buruşmuş bir kağıdın içinde duygularım.
Gecikilmiş bir aşk yazılı köşeye atılan kağıtta
Hiç bir şey için geç değil belki
Belki, şimdi tam zamanı.
Bir de yürek sözden anlasa...
Hergün bir sonrasına ertelenir itiraflar
Bir kaçış ki, bu insanı kendinden eder
Sorular döner beynimin içinde
Beynin içinde satır satır işlenir duygular
Bir gün sonraya ertelenir hergün.
Bir yaprağın yere düşüşü gibi olabilsem
Ağır ağır süzülsem herşeyin farkında olarak
Bir şelale gibi olsam
Coşkunca düşsem arzularımın yüreğine
Korkularımı erteleyebilsem bir anlığına
Hergün koskoca bir yaşam ertelenir oysa.
Sözcüklerin ucuna yüklüdür yaşam
Kendimin kendimle savaşı bu
Kendimle ertelenmiş sözcüklerimin savaşı
Korkularımızın esiri olmuşuz
Ertelenmiş bir yaşam var sırtımızda
Ertelemiş sevdalar yaşarız
Ertelenmiş dostluklar
Ertelenmiş kendini buluşlar.
En çokta yüreğimizdeki parıltıları erteleriz.
Oysa sevmek, daha kolay gözükür korkmaktan.
Sevsek hesapsızca,
Aşık olsak ertelemeden yüreğimizdekileri.
Sözcükler aksa billur bir su gibi
Ertelemesek yaşamımızı.
Belki olacak ertelemesiz yaşayışlar
Bir umut ışığı yanar yürekte
Umudu erteleriz bu sefer
Umudu erteleriz bir sonraki güne.
Ertelenmiş bir umudun sırtına yüklemişiz korkularımızı
Ertelenmiş sözcüklere saklamışız yüreğimizi
Ertelenmiş bir varoluş yaşarız.
netten alıntı...
KUZU YAHNİ VE KÖZDE KIRMIZI BİBER SALATASI
AŞKIMLA EVLİLİK YILDÖNÜMÜMÜZ
23.09.1986-23.09.2009,evet sevgili dostlarım bugün benim evlilik yıldönümüm,bir yastıkta tam 23 yıl sevgiyle,özveriyle geçen yıllar ama hergünü güzel hergünü özel,benim yazma özürlü olduğumu eski dostlar bilirler yani kelimelerle aram pek yok o yüzden diyorum ki sadece,iyiki aşkım seni tanıdım,iyiki sana EVET dedim,rabbim seni bensiz beni sensiz bırakmasın bu dünyada'da ahirette'de,seni çok ama çok seviyorum...
Birtaneme |
Sen gözyaslarimdaki pirilti...
Sen yüzümdeki tebessüm...
Sen yüce dag basindaki papatyam...
Sen benim bügünüm,yarinim,herseyim...
Sen yarim yagmur yüreklim...
Sen günüm sen gecem...
Sen günesim,sen ayim sen yildizim...
Sen nefesim tek hevesim...
Sen kanim,canim Sevdamsin...
Sen bir romansin okuyupta bikmadigim...
Sen güller bahcesindeki tek gülüm,kiyipta koparamadigim...
Sen yeter be yeter diyemedigim...
Sen benim binlerce insanin icindeki BIRTANEMSIN...
Sen benim Yoncam.Goncam ve Tabiki Biricik Sevdamsin..
Alıntıdır...
HAYIRLI BAYRAMLAR
GÖZ NEYİ GÖRÜRSE
Göz neyi görürse akıl onun derdine düşüp onunla meşgul oluyor..
Öyleyse ey göz güzel bak !..
Sen güzel baktıkça güzeli gördükçe kainatın sayfaları açılacak bir bir önüne..
Sen bakmaman gerekenlere baktığında yorulacak akıl ve kalp.
Gayenin önünü toz kaplayacak..
Kulak işittiği sözleri tekrarlıyor..
İşitilenlerden akla bir yol gidiyor sanki ve gereksiz her söz
o yolda ilerleyip beyin kıvrımlarında yerini alıyor..
Öyleyse ey kulağım kötü şeyler işiteceğini bildiğin yerden kaç..
Gıybet ve dedikoduya kapan..
Eller ve ayaklar her gün türlü işte çalışıyor..
Gidilmesi yere götürmeyip uzanıveriyor bazen ayaklar bir yerlere..
Bazen eller vermesi gereken yere uzanmıyor..Geri çekiliyor..
Öyleyse ey el “veren” ol..Ve ey ayak en güzel yerlere taşı bu bedeni..
Kalp neyle doluysa ameller de o yönde oluyor..Kalbin ne kadar kısmını boş sevgiler kaplıyor?..Sevgilerin esas sahibine yönelmeyince bir yük oluyor kalp..
Ey kalp seni Yaratan’dan çok sevebileceğin kimse var mı?..
Akıl…Güzelliklerin de kötülüklerin de gerçekleşmesinin önceki durağı..
İradeyle yönlendirilen niyetlerle anlamlanan ameller…
İşte ey aklım düşünmektir mesleğin..Tefekkürdür emelin..
Hayrı ve iyiyi hayal etmekte hayra karar vermekte iradene hakim olmakta yani senin işleyişinde belirleniyor her şey..Çizgiler böylece çiziliyor..
Dil türlü tatlarla mütelezziz..Türlü kelamlarla müteellim..
Bazen dökülen kelamın her biri ayrı bir tohum ayrı çınarlar yetiştirecek..
Bazen ağır bir yük olarak inecek insanların kalbine kırıcı sözler..
İşte ey dil!... Sarf ettiğin sözleri koru…Hayra dön şerde tutul..
İyi tad..Fabrikanın yasakçısı hükmünü koru..
R.Nazik Kaya
KADİR GECESİ
Bereketli geçmekte olan bir Ramazan-ı Şerif’in Kadir Gecesini—İnşaallah—idrak etmiş bulunmaktayız.
Dayanışma ve kaynaşma yüklü bir mevsimin çok önemli bir dilimi sayılır bu gece.
Kuşkusuz bu geceyi önemli hâle getiren husus, Kur’ân-ı Kerim’de doğrudan doğruya konu edinilmesidir.
Hatta Kadir Gecesi o kadar önemlidir ki, yılın herhangi bir gecesinde olabileceği ifade edilmiş; Ramazan-ı Şerif’in herhangi bir gecesinde ya da tekli gecelerinde olabileceği düşünülmüş ve nihayet Ramazan-ı Şerif’in son on günü içerisinde olabileceği de dile getirilmiştir.
Ancak ağırlıklı olarak yirmi yedinci geceye işaret edildiğinden İslâm dünyasında bu gece kabul görmüş ve ihyâ edilegelmiştir.
Bu gece son derece önemli ve kıymetli bir gecedir. Kur’ân-ı Kerim’in 97. sûresi bu gecenin ismini taşımakta ve şöyle başlamaktadır:
“Şüphesiz, biz onu Kadir gecesinde indirdik.” (Kadr Sûresi, 1. âyet).
Kur’ân-ı Kerim’in bu gece inmeye başladığını ifade eden bu cümle gecenin kıymetini arttırmakta ve Kur’ân ile onurlanan bir gece olduğunu vurgulamaktadır. Öyle bir kıymet ve değer ki ancak Allah takdir edebilir; haddini ve hesabını sadece O bilir. Nitekim hemen arkasındaki âyette bu kıymetin boyutuna işaret edilmiş ve şöyle buyurulmuştur:
“Kadir Gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin!” (Kadr Sûresi, 2. âyet).
Öyle ya Yüce Allah bildirmedikten sonra kim nereden bilebilir ki! Hz. Peygamber’e de bildiren ve öğreten O!
Müteakip âyette de ortaya atılan sorunun cevabını okuyoruz:
“Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” (Kadr Sûresi, 3. âyet).
Bin ayın seksen üç seneden fazla yaptığı düşünülürse ve bu rakamın bir insan ömrüne denk düştüğüne dikkat edilirse bu gecenin mahsulatı daha iyi anlaşılır. Demek ki hakkıyla ihyâ edilirse bir ömür kadar sevap kazandırabilir.
“İhya” sözcüğünün “canlandırma”, “can verme” ve “hayat sunma” anlamlarına geldiği göz önünde bulundurulursa bu gecenin dolu dolu geçirilmesi gerektiği anlaşılacaktır.
Öyleyse bu gece ne yapabiliriz:
Her şeyden önce samimi ve ciddî bir dönüşle Yüce Allah’a sığınmamız gerekir. Ayrıca, kendimize, ailemize, yaşayan ve ölen tanıdıklarımıza, dostlarımıza ve bütün İslâm âlemine içten duâ etmek önemli görevlerimiz arasında olmalıdır. Kuşkusuz Kur’ân gecesini Kur’ân okuyarak ve—varsa—kaza namazlarımızı kılarak geçirmek de yapabileceğimiz güzel faaliyetlerdendir.
Unutulmamalıdır ki, geceyi ihyâ etmek sadece uykusuz kalmak anlamına gelmez. Asıl yapılması gereken geceye can vermektir; canlandırmak ve canlı tutmaktır.
Çünkü:“Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.” (Kadr Sûresi, 4. âyet).
Başta Cebrail (as) olmak üzere pek çek meleğin dünyamızı onurlandırdığı bu geceyi önemli bir ganimet ve fırsat bilerek yararlanma yoluna gitmeliyiz.
Sırf bu geceye tahsis edilmiş bir ibadetin olmaması bizlere rahat hareket etme imkânı sunduğundan “yapabileceğimiz” her hayrın makbul olabileceğini düşünebiliriz. İçten ve samimice ne yapabilirsek kârdır ve önemli bir yatırımdır.
Sahip olduğumuz herhangi bir kötü alışkanlığı terk etmeye söz vermek bile bu geceyi ihya etmiş sonucuna bizi ulaştırabilir.
Bu gece tövbe gecesi, bu gece duâ gecesi, bu gece yalvarış gecesi, bu gece kırık gönülleri onarma gecesi ve bu gece önemli bir fırsat gecesi…
Kadir Gecesi ile ilgili sûrenin son âyetinde ise sabaha kadar devam edecek olan güzellik, bereket ve huzura işaret edilmektedir:
“O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadr Sûresi, 5. âyet).
İnşallah, Kadir Gecesi olan bu gecenin kadrini bilmemiz ve şanına lâyık bir tarzda ihya etmemiz dileğiyle…
Gecemiz mübarek olsun efendim!
MEHMET C. GÖKÇE
DOMATES SOSLU KARIŞIK KIZARTMA...
BİR KADIN (CAN DÜNDAR)
BİR KADIN
Bir kadın çocuktur aslında..
Çocuk gibi davranmayı sever.
Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.
Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.
Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,
ama asla onu bir Çocuk olarak görmeyeceksiniz.
Bir kadın güçlüdür aslında.
Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin.
Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler.
Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de
erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.
Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.
Bir kadın sevgilidir aslında.
İçinde her zaman sevgiyi taşır.
Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
Zor sever ama tam sever.
Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.
Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.
Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.
Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.
Bir kadın yalnızdır aslında.
Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
Yalnızlık onun sığınağıdır.
O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.
Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.
Bir kadın bilgindir aslında.
Neler yapabileceğini erkek aklI hayal bile edemez.
Yaratıcılığının sınırı yoktur.
Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.
Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.
Bir kadın hayattır aslında.
Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
Yemek yemek, su içmek bile.
Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup
içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?
Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz...
Can DÜNDAR