HÜZÜNLÜ ŞİİR
Por FERZAN
en 21 Kasım 2012 Çarşamba |
0
yorum
BU AKŞAM EN HÜZÜNLÜ ŞİİR
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu
Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta
Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı.
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara.
Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında
Sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim
O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim.
Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi.
Ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana
Ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa.
Gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana
Hepsi bu. uzaklarda şarkı söylüyor biri.
Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
Gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi
Yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana
Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim
Sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona
Ellere yar olur. öpmemden önceki gibi.
O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla
Artık sevmiyorum ya severim belki yine
Ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda
Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü
Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
Belki bana verdiği son acıdır bu acı
Belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona
Pablo Neruda.
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu
Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta
Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı.
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara.
Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında
Sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim
O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim.
Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi.
Ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana
Ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa.
Gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana
Hepsi bu. uzaklarda şarkı söylüyor biri.
Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
Gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi
Yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana
Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim
Sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona
Ellere yar olur. öpmemden önceki gibi.
O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla
Artık sevmiyorum ya severim belki yine
Ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda
Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü
Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
Belki bana verdiği son acıdır bu acı
Belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona
Pablo Neruda.
Por FERZAN
en 21 Kasım 2012 Çarşamba |
0
yorum
Düşün ki
Kulaklarım adını hiç duymamış
Ve hiç tekrar etmemiş, isminin ilk hecesini,
Yalçın kayalarda aksilenen seda gibi
Düşün ki,
Düşüncelerimde hiç olmamışsın sen
Uğultusu avuçlarımda kalan rüzgar gibi geçmişsin.
Ay ışığına hasret yakamozlarının vuslatıymış,
Tam yerine ve tan yerine vuran o umutlarının gölgesi...
Düşün ki,
Bir sigara içimlik vakitmişsin,
Ciğerime ecza diye dolan
Ya da uğrak bir, giderilemeyen efkâr kahvehanesi...
Düşün ki,
Bardakta eriyen; ebediyen beklemekmiş, şeker sanılan
Kırık bir sandalyeymiş umutlarımı yasladığım...
Düşün ki,
Bir uçurum dibiymiş, bakışlarındaki o mana
Oyuncaksız kalmasıymış bir çocuğun
Ya da bir annenin yavrusuna hasreti...
Düşün ki,
Yanık bir Anadolu türküsüymüşsün,
Çeşme başındaki güzel kızlara inat
Ve inat, gurbetin tüm güzelliklerine...
Düşün ki,
Gam yüklü duvarda asi, kırık bir aynaymışsın
Hep yarım, hep eksik, hep mahçup..
Ayna karşısında kırık bir bakış,
Kaybolan diğer yarısındaki tılsım..
Bir yağmur olmuşsun
Ve tanelerin düşermiş pembe düşlerimin düştüğü yere..
Düşün ki, bir orada bir burada
Bir gurbette bir sılada
İsminin yalın, yalnızlığımın çoğul halinde..
Ve arkasına saklanmış binlerce yürek
O binlerce yürekten düşen..Tek bir düş
Ve ılık bir nefesinde üşümüş...
Düşün ki,
Uzak hatıralarım kalmış sende
Tek kişilik bir oyun
Gurbete bir tren bileti
Ya da yarası,
Yarısından büyük olan yırtık bir resim...
Düşün ki,
Hiç olmamış
Hiç çalınmamış bir beste
Hiç tadılmamış bir zehir,
Düşün ki,
Hiç yazılmamış bir şiir ..
(netten alıntıdır şairini bilmiyorum...)
Kulaklarım adını hiç duymamış
Ve hiç tekrar etmemiş, isminin ilk hecesini,
Yalçın kayalarda aksilenen seda gibi
Düşün ki,
Düşüncelerimde hiç olmamışsın sen
Uğultusu avuçlarımda kalan rüzgar gibi geçmişsin.
Ay ışığına hasret yakamozlarının vuslatıymış,
Tam yerine ve tan yerine vuran o umutlarının gölgesi...
Düşün ki,
Bir sigara içimlik vakitmişsin,
Ciğerime ecza diye dolan
Ya da uğrak bir, giderilemeyen efkâr kahvehanesi...
Düşün ki,
Bardakta eriyen; ebediyen beklemekmiş, şeker sanılan
Kırık bir sandalyeymiş umutlarımı yasladığım...
Düşün ki,
Bir uçurum dibiymiş, bakışlarındaki o mana
Oyuncaksız kalmasıymış bir çocuğun
Ya da bir annenin yavrusuna hasreti...
Düşün ki,
Yanık bir Anadolu türküsüymüşsün,
Çeşme başındaki güzel kızlara inat
Ve inat, gurbetin tüm güzelliklerine...
Düşün ki,
Gam yüklü duvarda asi, kırık bir aynaymışsın
Hep yarım, hep eksik, hep mahçup..
Ayna karşısında kırık bir bakış,
Kaybolan diğer yarısındaki tılsım..
Bir yağmur olmuşsun
Ve tanelerin düşermiş pembe düşlerimin düştüğü yere..
Düşün ki, bir orada bir burada
Bir gurbette bir sılada
İsminin yalın, yalnızlığımın çoğul halinde..
Ve arkasına saklanmış binlerce yürek
O binlerce yürekten düşen..Tek bir düş
Ve ılık bir nefesinde üşümüş...
Düşün ki,
Uzak hatıralarım kalmış sende
Tek kişilik bir oyun
Gurbete bir tren bileti
Ya da yarası,
Yarısından büyük olan yırtık bir resim...
Düşün ki,
Hiç olmamış
Hiç çalınmamış bir beste
Hiç tadılmamış bir zehir,
Düşün ki,
Hiç yazılmamış bir şiir ..
(netten alıntıdır şairini bilmiyorum...)
Por FERZAN
en 27 Haziran 2012 Çarşamba |
1 yorum
Ey Gönül! Eğer sevgi bir çiçek ise, saygı onun yaşadığı saksıdır; çiçek solmaya başlamışsa bil ki, saksı mutlaka çatlamıştır..
Por FERZAN
en 27 Haziran 2012 Çarşamba |
3
yorum
Bir gazeteci yaşlı çifte şöyle sordu :
65 yıl nasıl bir yastığa baş koydunuz?
Yaşlı kadın şöyle cevap verdi;
“Bizler yırtık elbiselerin yamandığı, söküklerin dikildiği, kırıkların tamir edildiği bir zamanda doğduk,
kullanılıp atıldığı ve yerine yenisinin alındığı bir zamanda değil.”
''netten alıntıdır''
65 yıl nasıl bir yastığa baş koydunuz?
Yaşlı kadın şöyle cevap verdi;
“Bizler yırtık elbiselerin yamandığı, söküklerin dikildiği, kırıkların tamir edildiği bir zamanda doğduk,
kullanılıp atıldığı ve yerine yenisinin alındığı bir zamanda değil.”
''netten alıntıdır''
SEN VE BEN
Por FERZAN
en 18 Mart 2012 Pazar |
4
yorum
SEN VE BEN
bense okulların açılmasını
çünkü seni görmek vardı koridorlarda
ve bana güleceğin günü beklemek.
ben okul bahçesindeki ağaca, başharflerimizi
sen gönlüme sevdanın adını yazmıştın
ben sırama isimlerimizi
sen kalbime ilk aşkı yazmıştın.
senden sonra sana yazdığım şiirlerden
haberin bile yok
ve yağmur yüzüme vuruyor
ve soğuk.
okuldan sonra
her dolma kalem, her lacivert kravat
her beyaz gömlek ve yakalık
ve her 12 aralık
sen gelirsin aklıma
çocukluk işte, belki de ilk Aşk
belki de ilk delilik.
seversin demiştin ya hani bundan sonra da
inan ki o kadar kimseyi sevemedim
ve o iki kelimeyi senden sonra kimseye
ama kimseye söyleyemedim.
belki hiç olmadın benim için
belki de azdın
ama olsun
ben hep sana şiirler yazdım.
ceketimi ve kravatımı saklıyorum hala
birinin üzerinde tebeşir
birinin üzerinde ayran lekesi
ve Seni Seviyorum Hala
elmayı da, havayı da, suyu da
ve bilmeni istemiyorum hala
sana şiirler yazdığımı
ve bilmeni istemiyorum bütün bunları
çünkü herşey böyleyken güzel
en dokunulmamış, en yaşanmamış
ve en tadılmamış haliyle.
bir sahilde elele dolaşılmamış
ve bir kafede çay içilmemiş haliyle
herşey
böyleyken güzel belki de
ama sen gönlüme sevdanın adını yazmıştın
ben aşkına tutulmuş bir deli candım
sen gönlüme sevdanın adını yazdın
ben aşkına tutulmuş seni ararım.
Seni Seviyorum... Yazar : Uğur Arslan
KIRILMAK...
Por FERZAN
en 21 Şubat 2012 Salı |
1 yorum
En sevinçli anında, birden hüznün gelmesidir kırılmak, gönlün kapanması bazen, en sevdiklerini düşünmemektir kırılmak. Ayağına batan o parçayı bir çırpıda çekip çıkarmaktır. Hatırlamak istemediğin eskiye ait ne varsa kovmaktır kapından ve kilitlemek tüm özürlere kalbinin pencerelerini,
kırılmak; niye, nasıl, neden olduğu değil kime kırıldığın vardır sadece hafızanda....asırlar bile geçse sen yapıştırsan da aradan sızar ve hatırlarsın eskiye ait ne varsa...
Bugün sevgili arkadaşımızı reçelin sayfasından aldığım bir şiir tadında yazıyı paylaşmak istedim ben çok beğendim eminim sizlerde beğeniceksiniz...:)) LİNK ATMAYI BECEREMEDİM AMA ADRESİNİ YAZIYORUM MUTLAKA ZİYARET EDİN ÇOK BEĞENİCEKSİNİZ...(hayatreceli.blogspot.com)gönlüne emeğine sağlık sevgili arkadaşım iyiki bloğunu tanımışım...sevgiler...
kırılmak; niye, nasıl, neden olduğu değil kime kırıldığın vardır sadece hafızanda....asırlar bile geçse sen yapıştırsan da aradan sızar ve hatırlarsın eskiye ait ne varsa...
CESARETİM YOK
Por FERZAN
en 20 Ocak 2012 Cuma |
2
yorum
Cok sey degildi istedigim Birazcik hayalin Birazcik sicakligin Varligini istemeye cesaretim yok Duslerimde biraz sevisme Sabaha dudaklarinin tadi ile uyanma Tenine dokunmayi istemeye cesaretim yok Belki seni seviyorumlari sessizce bagirmak Belki ummak senden gelecek aski Ama askimi haykirmaya cesaretim yok Gozlerini dusledim biraz Bakislarina doldurdum ilani asklari Ama gozlerine bakmaya cesaretim yok Sakli bir askin koynunda Sicak sohbetlere kandim Gulusunu calip yuregime Sesinin tinisinda masallar dinlemek istedim biraz Gulusunde ask siirlerimi okumaya cesaretim yok Deniz kiyisinda elele dolasmanin sevdasinda Koyun koyuna sabaha yolculukta Hepsinde senin olabilme ihtimalinde Biraz sevdayi dusledim ben Senden sevdani istemeye cesaretim yok |
Gassan Satar |
Por FERZAN
en 17 Ocak 2012 Salı |
2
yorum
Yazık ne mazi yazık
Anlatmaya yoruldum
Sen benden vaz geçince
Ben o gün de vuruldum
Yazık günah ben oysa
Kardelen gibi
Acıyla boy veren gibi
Seni severdim
Hüznün koynunda
Seni severdim
Hem uyanık, hem uykumda
Seni severdim
Ve sana rağmen yine severdim
Dar ağacı ip boynumda
Sen aşkı anlamaz bilmez
Gül yansa ağlamaz sakin
Ben akmayan göz yaşında
Seni severdim
Sen hisli korkak savaşçı
Aşkı kime satmış hain
Ben her savaş meydanında
Seni severdim
Anlatmaya yoruldum
Sen benden vaz geçince
Ben o gün de vuruldum
Yazık günah ben oysa
Kardelen gibi
Acıyla boy veren gibi
Seni severdim
Hüznün koynunda
Seni severdim
Hem uyanık, hem uykumda
Seni severdim
Ve sana rağmen yine severdim
Dar ağacı ip boynumda
Sen aşkı anlamaz bilmez
Gül yansa ağlamaz sakin
Ben akmayan göz yaşında
Seni severdim
Sen hisli korkak savaşçı
Aşkı kime satmış hain
Ben her savaş meydanında
Seni severdim
(alıntıdır)
DOST
Por FERZAN
en 9 Ocak 2012 Pazartesi |
3
yorum
Sokrates bir ev yaptırmış nasılsa;
Eş dost başlamış kusur bulmaya:
Kimi içini beğenmemiş:
Kızmayın ama demiş;
Şanınıza layık değil odaları.
Kimi cephesine çatmış:
Karşıdan görünüş berbatmış.
Hepsine göre de çok darmış bu ev.
Kim sığarmış bu kulübeye?
Koca Filozof: Ah, demiş, keşke bu evin
alabileceği kadar
Gerçek dostum olsa !
Sokrates'in sözü yerinde;
Bir ev dolusu gerçek dost nerede?
Sözde herkes dost, ama gel de inan.
Dosttan bol şey de yok dünyada,
Dosttan az şey de.
La Fontaine
Eş dost başlamış kusur bulmaya:
Kimi içini beğenmemiş:
Kızmayın ama demiş;
Şanınıza layık değil odaları.
Kimi cephesine çatmış:
Karşıdan görünüş berbatmış.
Hepsine göre de çok darmış bu ev.
Kim sığarmış bu kulübeye?
Koca Filozof: Ah, demiş, keşke bu evin
alabileceği kadar
Gerçek dostum olsa !
Sokrates'in sözü yerinde;
Bir ev dolusu gerçek dost nerede?
Sözde herkes dost, ama gel de inan.
Dosttan bol şey de yok dünyada,
Dosttan az şey de.
La Fontaine
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)